Sunday, May 1, 2011
Sabri Berkel
1906 yılında istanbulda dogan, 1982’de istanbul da kaybettigimiz, ressam ve yazar kimligi ile tanıdıgımız sanatçımız Nurullah BERK ilk okulu Heybediada’da, orta okulu Nisantası’nda okudu. Galatasaray lisesini bitirdikten sonra, 1924 Sanayii Nefise’ye girdi.Burayı, Hikmet ONAT, İbrahim ÇALLI atölyelerinde ögrenim görerek bitirdi. Daha sonra Paris’e giderek, Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda Ernest LOURENT’in ögrencisi oldu.Dönemin sanat baskenti Paris ve orada yaptıgı çalısmalar, sanatçını sanata bakısını biçimlendirdi.Yurda dönüsünde İstanbul’da arkadaslarıyla birlikte “Müstakil Ressamlar ve herkeltıraslar Birligi”ni kurdu(1928). Sanatçı bir çesit dayanısma isteginden öte herhangi bir akım felefesi ortaya atamamasından dolayı birlikten ayrılmıstır.1933 yılında tekrar Paris’e gitti. André LHOTE ve Fernatd LéGER’in yanında çalıstı. Aynı yılın sonunda yurda dönünce, 1914 kusagı izlenimci ressamların estetik anlayısına ve teknigine karsı kübist ve yapımcı bir teknigi getiren arkadaslarıyla Abidin DİNO, Zeki Faik İZER, Elif NACİ, Cemal TOLLU, Zühtü MÜRÜTOGLU “D Gurubu” toplulugunu kurdu. Nurullah BERK, Türk sanatında plastik degerleri öne çıkarmayı amaçlayan grup içersinde, yanlızca resimleri ile degil, grubu ve sanat anlayısını tanıtmayı amaçlayan yazılarıyla da öne çıktı. D grubu nun sanatsal dilini Nurullah BERK olusturmustur. D grubu ile baslayan yenilesme evresi çinde bu dönümde olusan bütün sorunlara açık, aydın ve sanatçı kimligi ile, kültür dünyamıza bu sorunların tartısılmasına zemin hazırlamıs, tartısimalara bizzat katılmıs. Türk sanatının yöneldigi batı dünyası karsısında, kimliksel bir yapıya götürücü çözüm olanakları sorgulamıs ve bu tür bir sorgulamanın kendi sanatına yansıyan boyutlarını sürekli olarak gündemde tutmayı basarmıs.1939’da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne ögretim üyesi oldu. 1962’de de İstanbul Resim Heykel Müdürlügüne getirildi.1939’ dan 1968’e kadar Türk plastik sanatların kurumsallasması yolunda yogun çaba göstermistir. Nurullah BERK, UNESCO’ya baglı “Uluslararası Sanat Elestirmeni Türkiye Komitesi”ni Suut Kemal YETKİN’le birlikte kurmus, 1954’te de kongre kurulmasına katkı saglamıstır. Paris, Moskova, Bükres, Leningrad ve Brüksel’de açılan “Çagdas Türk Grafik Sanatları” sergilerinde komiserlik yapmıstır. Sao Paolo ve Venedik bienallerine katıldı.
Nurullah BERK LHOTE ve LéGER atölyelerine devam ederken bu sanatçıların resimde savundukları desen, kütle ve hacim yaratma anlayıslarını benimsemis, Türkiye’de İzlenimci (izlenimcilik) Çallı kusagının yok ettigini düsündügü bu anlayısları Türk resmine yeniden getirmeyi planlamıstır. Bu amaçla kurulmasına öncülük ettigi D grubu dönemi resimlerinde (1933-35) Birlesimsel kübizm’e yakınlıgı sezilir. 1933’te yaptıgı iskanbil kagıtlı natürmort dizisinden ikinci yorum örnegi, bu egilimlerin bir ürünüdür.Bu resimde mavi tonlarda boyanmıs zemin üstüne kavuniçi, sarı ve yesiln tonlarıyla beyaz kullanılmıs. Masa üstünü ya da masa örtüsünü simgeleyen ve sözü edilen renkler de boyanmıs yarım dairelerin arasına masadaki sürhi, meyve tabagı ve benzeri ögeleri simgeleyen çesitli dörtgen ve geometrik biçimler yerlestirmistir. Tabloya adını veren ve büyük olasılıkla biçimlerinden dolayı seçilen iskanbil kagıtları bu parcaların arasına serpistirilmis. Tümüyle geometrik biçimlere dönüstürülmüs, Kübist bir konpozisyon olusturan bu ögelerin her biri, birbirinden kesin çizgilerle ayrılmıs. Nurullah BERK ‘in D grubu’nun ilk yıllarında yaptıgı bu türden geometrik konpozisyonları giderek iki boyutlu, yüzeysel Yapımcı bir resme yönelmistir. Bu çizimleri, özellikle kadın potre ve çizimleri dikkat çekmektedir.1947’de D grubunun dagılmasından sonra yenide Paris’ e gittiginde Lhote’nin atölyesinde anlamadıklarını farkettigini söylemis ve 1950’ de yaptıgı calısmalarında tümüyle çizgisel ve iki boyutlu resimlerine raslanmaktadır. 1950’lerin sonunda BERK, Türk resminde bir Dogu, Batı birlesiminin gerekliligini savunmustur. Bu tarihlerden sonra Türkiye’ ye özgü örge ve ögeleri arastırmaya yönelmis, yazma minyatürleri inceleyerek bunları batılı tekniklerle biçimlendirmeye çalısmıstır. Türkiye’de gemetrik-figüratif bir yapımcılık’ı ilk temsilçilerinden olmus, geleneksel ögelerden yararlanarak ulusal resim arastırmalarını güçlendirmistir.
Zeki Faik iZER, 1971 yılında yazdıgı bir yazıda söyle diyor Nurullah BERK için: “Nurullah BERK’in resimlerinin özelligini teskil eden baslıca esasları söyle sıralayabiliriz sanırım: Vuzuh, denge, ölçü, nizam ve dogustan gelme bir mimari duygusu. Dizeledigim bu temel unsurlarla dünya sanat akımlarının ve endiselerinin paralelinde, Türk sanatının soyut ya da somut her dalıyla ilgilenerek, dogrusu o akım ve estetikleri kendi ulusal dünyamızda degerlendirerek son çalısmaları safasına geldi. Ömrünün her cagı bu asamaları yarattı, güçlendirdi simdi, son taboları kendi yakın çevresi elemenlerının muayyen bir ‘espas’taki’ çesitli bulusma ve kurulusların yankısıdır. Form, çizgi, renk... Hepsi, hepgsi bu anıtsal kurulusun bu statik his dünyasının hizmetindedir. Her bir tablosunun söylemek istedigi, söyledigi ‘sey’ler var bu ‘sey’ler somut, son zamanlarda da soyut olarakl baraok ritim ve düzenlerle tuvaldeki yerini alıyor.
Kaynakça:
Başlangıcından bugüne çağdaş Türk resim sanatı tarihi.
Teşekkürler Dostum.
ReplyDelete