Tuesday, March 3, 2015

Günümüzde Sanatında Gesamtkunstwerk Kavramı

19.yüzyıl İnsanlık tarihi için önemli bir dönüm noktasıdır. Sanayi Devrimi ve Endüstriyel devrimin hızla ivme kazanması, yeni toplumsal sınıfların çıkmasına sebep olmuş, bununla birlikte siyasi hareketlenmeler hızlanmıştır.Bu yüzyılda yaşanan hızlı değişimler ekonomik ve siyasal alan düşünce sistemi ve kültür tarihinde de yeni gelişmeleri ortaya çıkarmış, yeni sanat akımlarının doğmasına neden olmuştur.19. Yüzyılın en önemli sanatçılarından biri olan Richard Wagner'de çağının düşünce yapısından etkilenmiş ve bu da onun sanatında kendisini göstermiştir.
Romantik dönemin mimarlarından olan Richard Wagner, besteci kimliğinin yani sıra müzik hakkında teorileri ve yazılarında bulunması onun çok yönlü bir sanatçı olduğunu ortaya koyar. Onu çağdaşlarından ayıran bir diğer noktası ise yapıtlarının döneminin düşün dünyasından etkilenmiş olmasıdır. Özellikle Hegel, Schopenhauer, Feuerbach yapıtlarınına biçim ve içerik olarak etki eder. Onun sanatına etki eden filozoflardan biri olan Hegel, dramatik şiiri sanatsal yaratımın en kusursuz örneği ve "tamamen gelişmiş ve örgütlenmiş ulusal hayatın ürünü" olarak tanımlaması, Schopenhauer'un irade üzerine analizleri, insani motivasyon ve tutku üzerine fikirleri ve yazım tarzı Wagner'in yapıtlarında etkisini gösterir. Wagner'in sanat tarihi içinde önemli bir yer kazanması bu düşünsel etkisinin yanı sıra yenilikçi yapısıdır."Amacım her gittiğim yere yenilik getirmek... Yarının tiyatrosuna buruk, acı bir tat vereceğim..." diyen sanatçı, 1849'da "Geleceğin Sanat Yapıtı" başlıklı devrimci metninde belirttiği gibi dramatik tiyatroya bir alternatif geliştirir. Sanatı insanın ve insan doğasının ifadesi üstün bir işlevi olan sanatın, türlerin tek tek her biri ile değil, ortak çabasıyla yaşamı en iyi biçimde ifade edebileceğini ileri sürmüştür. Wagner’e göre geleceğin sanatı, bir ortak sanat ürünü yani Sanatların birliği ( Gesamtkunstwerk) olmalıdır. Opera sanatını, Müzik, Dram, Plastik sanat düzeninin hepsinin birden estetik bir uyum içinde içermesi nedeni ile birleşik sanat ürünü olarak görmüştür. Opera şairin, aktörün, ressamın, bestecinin sanatı bir araya gelir ve bir biçim yaratır; dram ise gerçek dünyayı, müziği, biçimsel güzelliği ve duyguyu dile getirir.
Richard Wagner’in geliştirdiği bu kavram ( Sanatların birliği), yalnızca Operayı değil Drama sanatlarından, mimariye, plastik sanatlarına ve daha sonradan gelişecek olan sinemayı da etkiler. Özellikle sinemanın, müzik, tiyatro, edebiyat ve plastik sanatları da içerdiği için Wagner'in Gesamtkunstwerk kavramı ile ilişkilendirilebilir. Kendisinden sonra gelen genç kuşak sanatçılarını etkileyen Wagner’in, Sanatların Birliği kavramı günümüzde plastik ve drama – sahne sanatlarında uygulanan önemli bir kavram olmuştur.
Tiyatro, sinema gibi toplu sanat gösterilerinin bireylerin bilinçlenmesi açısından daha çok önem kazanması sanatın, türlerin tek tek her biri ile değil, ortaklaşa çabasıyla ortaya çıkabileceğini ve yaşamı en iyi biçimde ifade edebileceği sanatçılar tarafından düşünülmüştür. Dinin ve milliyetçi unsurların gösterilmesi veya propagandasının yapılmasının yasak olduğu bir dönemde sembolist unsurlar ile ideallerini yansıtan, Sovyet Sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri olan Sergei Paradjanov'un filmlerinde ve özellikle de Narların Rengi ( The Colour of Pomegrantes, 1968 ) adlı filminde farklı sanat dallarını bir sentez içinde birleştirerek sanat yapıtına dönüştürmüştür. Metin ve sahnelerin ön plana çıkması ve müziğin bir araç olarak kullanılmasının yanı sıra Ermeni minyatür ve heykel sanatından alınan öğelerin bir dekor olarak kullanıldığı filmde Wagner’in estetik anlayışının etkileri sıklıkla görülür.
Wagner'den sonra, Gesamtkunstwerk, 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan sanat akımlardan biri olan Bauhaus'un manifestosunda sıklıkla vurgulanan kavramlardan biridir. Bauhaus mimaride olduğu kadar endüstriyel tasarım ve şehir planlama gibi konularda yenilikler getirmiş, yeni bir mimari akım yaratarak, sanatın tüm dallarını etkilemiştir. Sanat anlayışı olarak Mimarlık, ressamlık, heykeltıraşlık ve zanaatı birleştirerek, fonksiyonel ve sanatsal ürünler yaratmak istiyordu. Uygulamalı sanatlara ve sanatların birliğine inanan, Bauhaus bildirisine göre tüm sanatların birleştiği en yüksek nokta binalardı, sanat eserinde olduğu gibi bir bina da dış görünümü, iç tasarımı, bulunduğu yer ve süslemeleriyle bir bütün olarak görülüp işlenmesi ile birlikte fonksiyonel ve sanatsal ürünler yaratmak Bauhaus akımının temel özelliklerindendi.


Günümüzde Güncel Plastik sanatlarda da Sanatların birliği kavramını kullanan ve kendisini bu kavramın temsilcileri olarak gören sanatçılar vardır. Farklı disiplinlerden beslenerek, eserler üreten bu sanatçılara bir performans sanatçısı olan Nezahat Ekici örnek gösterilebilir. Nezahat Ekici'nin performansları genel olarak bütünsel sanat anlayışında (Gesamtkunstwerk) tasarlanmıştır. Sanatçı kendi bedenini kullanması yanı sıra mekânları enstalâsyon kurgusuyla hazırlamaktadır. Müzik, Heykel, Video gibi çeşitli sanat dallarını sentezler. Çağdaş bir diğer sanatçımız olan Sarkis'de tıpkı Nezahat Ekici gibi farklı sanat dallarını sentezler. Video, performans, enstalasyon gibi biçimler kullanan sanatçı ışık, hareket, yazınsal ve müzikal parçalar ile plastik sanatların geleneksel disiplinlerini tamamlayarak yapıtını Gesamtkunstwerk'e, yani bütüncül bir sanat yapıtına dönüştürür.

Tuğçe Naz Fırat

No comments:

Post a Comment