Batılılaşma, kısaca tanımlamak gerekirse 18.yy’da yani Osmanlı imparatorluğunun gerileme döneminde başlayan bir yenilenme hareketidir.Siyasi, düşünsel ve kültürel hayatı etkiliyen bu hareket saray tarafından başlatılıp temelde istenen batıya koşut modern bir toplum ve devlet düzeni kurmak olmuştu.İmparatorluk yıkılana kadar süren bu hareket Cumhuriyet döneminde de ideolojiye uygun halde yeni boyutlar kazanarak sürer. Hareketin çıktığı koşulları irdelediğimizde temelde göze çarpan olgunun siyasi ve askeri alanda yaşanan yenilgiler olduğunu görürüz.1683’te Viyana bozgunu ile baslayan ve Karlofça antlasmaşı ile biten bir dizi yenilgi Osmanlı devletinin batıya karşı tutumunu değiştirmesine neden olmuştu.
18.yy Osmanlıların dünya devleti olarak önemini kaybettiği ve batının siyasi, askeri ve teknik alandaki üstünlüğünü kabul ettiği bir yüzyıl olmuştur.Askeri ve teknik alanda batının seviyesine ulaşmak için batıdan uzmanların getirilmesi, askeri alanda yeni düzenlemeler yapiliyor.1720’de Paris'e inceleme yapmak üzere 28 Mehmet Çelebi'nin hazırladığı rapor 1721 de basılır.Askeri birimler, eğitim sistemi ve Avrupa uygarlığı hakkında bilgi içeren bu raporda ayrıca Sanat anlamında da bilgiler vardı.ziyaretler sonucunda bati kulturu ve yasam biciminden osmanli etkilenmeye basliyor. 18. Ve 19.yy lar imparatorlugun koklu bir kultur degisiminin yasandigi, sanatta yeni bicim ile tekniklerin denendigi yeni sanat dallarinin olustugu bir donem. 18.yy’da sanatin genel karakteri bati etkilerinin yogun olarak hissedildigi bir donem. Dinsel sanattan cok din disi sanatin egemen oldugu bir donem. Dunyevi zevklerin ve mutlulugun sanata yansidigini soyleyebiliriz. Mimariye baktigimizda bati tarzinda bicimler var.(barok ve rokoko) resim sanatinda minyatur sanatini etkisini kaybediyor. Islam geleneginden kaynaklanan kitap resmi etkinligini kaybediyor. Matbaanin kurulmasi ve kitaplarin burada basilabilmesi buna etken oluyor. 18.yy’da minyatur yerine duvar resimleri etkin hale geliyor. Teknik olarak kalem isi teknigi yani kuru siva veya ahsap uzerine tutkal yada sui le karistirilan boyalarla resim yapiliyor. Agirlikli olarak manzara veya naturmortlar yapiliyor. Kalem isi duvar nakkasliginda bitkisel ve geometrik motiflerden olusan bezemeler var. fakat duvar resminde manzaralar var. batida duvar resmine fresko deniyor. Bati resminde figurlu sahneler bulunuyor fakat bakildiginda sadece manzara var ve figurler elenmis. 19.yy sonlarina kadar insan figurine cok az yer veriliyor. Duvar resimleri camilerin icinde, konaklarda, sadirvanlarda ve turbelerde bulunuyor. Bu resimlerde minyatur sanatinda gordugumuz ayrintici yaklasim var fakat perspektif, isik ve golge gibi degerler sonradan giriyor. Cografya olarak bu duvar resimlerini istanbulda, anadoluda ve anadolu disinda imparatorlugun cesitli yerlerinde(suriye, misir, Balkan ulkeleri) goruluyor. En erken tarihli ornekler 18.yy’in ikinci yarisinda istanbulda topkapi sarayinin harem dairesinde, ikinci ve ucuncu kapilarda goruluyor. Sarayda hassa ressamlarinin calisiyor ve bu resimleri uretiyorlar. Saray disindaki ornekleri bir grup serbest sanatci uretiyor. Bunlar sarayin programina uygun davraniyorlar. Manzara resminde Istanbul gorunumleri etkili. Bu ressamlar bogazici ressamlari olarak aniliyor. 18.yy’da J. M. Varmour, A. Favray, J. B. Hillair, W. H. Bartlett, T. Allom, I. Melling, G. Fossati gibi sanatcilar gelmistir. Topkapi sarayi arsivlerinde avrupadan getirilen saray, bahce planlari ve bezeme sablonlari var. manzara resimleri mobilyalarin, seramiklerin, saatlerin uzerinde de bulunuyor. bunlar avrupadan geliyor ve osmanli benimsiyor.
18.yy Osmanlıların dünya devleti olarak önemini kaybettiği ve batının siyasi, askeri ve teknik alandaki üstünlüğünü kabul ettiği bir yüzyıl olmuştur.Askeri ve teknik alanda batının seviyesine ulaşmak için batıdan uzmanların getirilmesi, askeri alanda yeni düzenlemeler yapiliyor.1720’de Paris'e inceleme yapmak üzere 28 Mehmet Çelebi'nin hazırladığı rapor 1721 de basılır.Askeri birimler, eğitim sistemi ve Avrupa uygarlığı hakkında bilgi içeren bu raporda ayrıca Sanat anlamında da bilgiler vardı.ziyaretler sonucunda bati kulturu ve yasam biciminden osmanli etkilenmeye basliyor. 18. Ve 19.yy lar imparatorlugun koklu bir kultur degisiminin yasandigi, sanatta yeni bicim ile tekniklerin denendigi yeni sanat dallarinin olustugu bir donem. 18.yy’da sanatin genel karakteri bati etkilerinin yogun olarak hissedildigi bir donem. Dinsel sanattan cok din disi sanatin egemen oldugu bir donem. Dunyevi zevklerin ve mutlulugun sanata yansidigini soyleyebiliriz. Mimariye baktigimizda bati tarzinda bicimler var.(barok ve rokoko) resim sanatinda minyatur sanatini etkisini kaybediyor. Islam geleneginden kaynaklanan kitap resmi etkinligini kaybediyor. Matbaanin kurulmasi ve kitaplarin burada basilabilmesi buna etken oluyor. 18.yy’da minyatur yerine duvar resimleri etkin hale geliyor. Teknik olarak kalem isi teknigi yani kuru siva veya ahsap uzerine tutkal yada sui le karistirilan boyalarla resim yapiliyor. Agirlikli olarak manzara veya naturmortlar yapiliyor. Kalem isi duvar nakkasliginda bitkisel ve geometrik motiflerden olusan bezemeler var. fakat duvar resminde manzaralar var. batida duvar resmine fresko deniyor. Bati resminde figurlu sahneler bulunuyor fakat bakildiginda sadece manzara var ve figurler elenmis. 19.yy sonlarina kadar insan figurine cok az yer veriliyor. Duvar resimleri camilerin icinde, konaklarda, sadirvanlarda ve turbelerde bulunuyor. Bu resimlerde minyatur sanatinda gordugumuz ayrintici yaklasim var fakat perspektif, isik ve golge gibi degerler sonradan giriyor. Cografya olarak bu duvar resimlerini istanbulda, anadoluda ve anadolu disinda imparatorlugun cesitli yerlerinde(suriye, misir, Balkan ulkeleri) goruluyor. En erken tarihli ornekler 18.yy’in ikinci yarisinda istanbulda topkapi sarayinin harem dairesinde, ikinci ve ucuncu kapilarda goruluyor. Sarayda hassa ressamlarinin calisiyor ve bu resimleri uretiyorlar. Saray disindaki ornekleri bir grup serbest sanatci uretiyor. Bunlar sarayin programina uygun davraniyorlar. Manzara resminde Istanbul gorunumleri etkili. Bu ressamlar bogazici ressamlari olarak aniliyor. 18.yy’da J. M. Varmour, A. Favray, J. B. Hillair, W. H. Bartlett, T. Allom, I. Melling, G. Fossati gibi sanatcilar gelmistir. Topkapi sarayi arsivlerinde avrupadan getirilen saray, bahce planlari ve bezeme sablonlari var. manzara resimleri mobilyalarin, seramiklerin, saatlerin uzerinde de bulunuyor. bunlar avrupadan geliyor ve osmanli benimsiyor.
Duvar resimleri 3 grupta inceleniyor:topkapi sarayindaki ornekler, saray disinda fakat Istanbul icinde bulunan ornekler, anadolu da ve imparatorlugun cesitli yerlerinde gorulen ornekler.
Bu resimler I. Abdulhamit, III Selim ve II. Mahmut doneminde yapilmis. Resimler odalarin tavan eteklerini dolayan seritlerde ve duvarlarin ust kisimlarindadir. Cogu bogaz ve halic manzarali. Konaklar. Cicekli teraslar, bahce havuzlari bezenmis. Hepsinin ortak yonu figursuz ve renk cesitliligi yok. Tonlamalar titizlikle uygulaniyor. Yesil, beyaz, mavi, pembe tonlar cok kullaniliyor. Bazi ornekler barok ve rokoko karakter tasiyor. Bazi resimlerde daha basit bir tasra uslubu gelisiyor. (Baskentli ustalarin yaninda calisan yerel ustalar sayesinde)yeni bir resim anlayisi benimsenmesinde duvar resminin rolu buyuk. Daha sonra tual uzerine yagli boya yayginlasiyor. Istanbul disinda bazi hayali resimler var. III selim doneminde hizla yayilmis. Halkin zengin kismini olusturan ayan ve esraf baskentle ve askeriyeyle yakinlik icerisinde.
Ornekler: saray disinda; sadullah pasa yalisindan bir ornek(18.yy). abutlar yalisi(19.yy’in ikinci yarisi).
No comments:
Post a Comment