Sunday, February 13, 2011

ALBRECHT DÜRER’İN YAPITLARI

DİNİ KONULU VE MİSTİK RESİMLERİ, PORTRELERİ, DOĞA RESİMLERİ
   Gravür, yağlı boya, sulu boya gibi tekniklerde eser veren sanatçı çok yönlülüğünü kullandığı teknikler ile de gözler önüne serer.

  • Dini Konulu ve Mistik Resimleri
   Dini konuları işlediği eserlerini gravür, yağlı boya, altar panoları şeklinde farklı farklı tekniklerle farklı yerlere yapmıştır.

   Landser’ in Canavar Dişi Domuzu (1496, Staatliche Kunsthalle, Karlsruhe) adlı resmi, Dürer’ in doğanın sıra dışı herhangi bir belirtisine duyduğu neredeyse marazi ilgiyi yansıtan ilk gravürlerden biridir. Bunun gibi olgular genellikle geleceğin muğlak habercileri, korkunun ve batıl inancın serbest kalması olarak yorumlanırdı. Ne garip ki bir yaratığın doğumu yada egzotik bir hayvan görme olasılığı, genç Dürer için evrenin güzelliğindeki tuhaf rastlantılar üzerinde çalışabildiği, bulunmaz bir fırsattı.

   Mahşer’ in Dört Atlısı (1498 tarihli Aziz Yuhanna’ nın Kıyameti’ nin resimli baskısı) Dürer’ in bu çalışmasında mahşerin dört atlısı, yeryüzüne savaş, veba ve açlık getirmekte ve insanlığın kendi başına sardığı değişmez felaketler olarak simgelenmektedir.

   Aziz Eustachius’ un Görüsü (1500) sanatçının doğa sevgisinin mükemmel bir kanıtıdır. Avcı aziz, boynuzları arasında bir haç taşıyan erkek geyiğin önünde diz çökmüştür.

   Melancolia I (1514) Dürer’ in en gizemli gravürlerinden biridir. Kanatlarını açmış bir yarasanın üzerinde görülen eserin adı, muhtemelen simya ile yakından ilgili olan melankolinin ilk aşamasına gönderme yapar. Durgun haldeki madde kendini dönüşüme hazırlamaktadır. Sahnenin baş kahramanı melankoliyi sergileyen alegorik figürdür. Kızın yüzü özellikle karanlıkta bırakılmıştır. Onun asık suratı, simyanın ilk deneylerinin başlangıç aşamasında olduğuna inanılan siyah madde gibi, hala karanlık ve sıkıntılı ruh halini yansıtmaktadır.

   Çalışan Aziz Hieronymus (1514) Bu gravür, Dürer’ in gravürcü olarak büyük başarı gösterdiği bir dönemin ürünüdür. Yazı yazan azizin betimlendiği oda bir perspektif ve ışık başyapıtıdır. Resmin solunda bulunan duvarda, pencerenin yuvarlak cam panellerinden yansıyan ışığı başarıyla betimlemiştir sanatçı.

   Adem ve Havva (1504) cennet bahçesindeki hayvanlar dört duygu durumunu simgeler: boğa soğukkanlı, geyik karamsar, tavşan canlı, farenin üzerine atılmaya hazır olan kedi ise, öfkeli tabiatı temsil eder. Adem ve Havva’ da bu atmosfer içinde yasak meyve olan elmaya uzanıyor.

   Haller Madonnası (1498, National Gallery, Washington) bu resmin diğer adı Madonna ve Çocuk’ tur. Aynı zamanda resmi sipariş eden ailenin adıyla da anılır. Dürer’ in ilk Venedik yolculuğu sırasında yaptığı gözlemlerin ürünlerinden biridir. Arkadaki pencerede bir dağ manzarası verilmiştir.

   İsa’ya Ağıt (1500, Alte Pinakothek, Münih) Dürer’ in sanatında gelişimsel bir aşamayı belirleyen başyapıt, altın kuyumcusu Gimm için Nürnberg’ de yapılmıştır. Müşterinin ve ailenin hanedan arması resmin alt kısmında görülmektedir. Figürlerin anıtsal manzaraya farklı orantılarda yerleştirilmesi, İtalyan örneklerden esinlenilmiş bir gotik unsurdur. Ölü İsa’nın etrafını sarmış olan kalabalık grubun ardında, geniş ve değişen bir manzara görülmektedir.

   Paumgartner Altar Panosu (1502-4, Alte Pinakothek, Münih) Paumgartner ailesince, Nürnberg Azize Caterina Kilisesi’ ne konmak üzere ısmarlanmıştır. Açılmış triptikte bağışçılar ile, perspektif ve mimari unsurlar açısından bir bütün oluşturan İsa’ nın Doğumu yer alır. Yanlarda orantıları farklı iki zırhlı melek bulunmaktadır. Açık tonlarda betimlenmiş, neredeyse monokrom diyebileceğimiz bu Madonna, yan panolardaki Meryem’e Müjde’den günümüze kalan tek şeydir. Paumgartnerler’ in portreleri olan yan panolardaki azizler, sembolik özellikler taşır: Ejderha Aziz George’ u, erkek geyik başı ise Aziz Eustachius’ u simgeler.

   Adem ve Havva (1507, Museo del Prado, Madrid) imzalanmış bu eseri birbirine bağlı iki panodan oluşmaktadır. Sanatçının İtalya’dayken yapmış olduğu resim, Alman resim sanatındaki ilk gerçek boyutlu nü’ dür.

   Üçlemenin Tapınması (1511, Kunsthistorisches Museum, Viyana). Bu Altar Panosu’ nda, Son Yargıdan önce Kutsal Üçlemenin etrafında toplanan azizler, muhteşem bir titizlikle betimlenmiştir.
   Bakire ve Çocuk ile Azize Anne (1519, Metropolitan Museum of Art, New York) Sanatçı Azize Anne figürü için karısı Agnes’ in portresini resmetmiştir.

   Dört Havari (1526, Alte Pinakhotek, Münih) Sanatçı bu iki panoyu 1526 tarihinde Nürnberg kentine sunmuştur. Dört Havarinin yüzü yine dört salgı teorisine karşılık gelir. Daha yaşlı ve soluk yüzlü olan Petrus, Roma’nın yorgunluğunu temsil ederek soğukkanlı kişilik özelliğini ifade eder. Onun yanında, canlı tabiatı temsil eden, ateşli ve taşkın Yuhanna yer alır. Kasvetli ve soylu Paulus, Dürer’ in tanımladığı fiziksel ve duygusal melankoliyi simgeleyerek tek başına ve içe dönük durmaktadır. Dört Aziz, kendi ruh hallerine göre ayrılmış olmalarına karşın, Reformasyon’ un kargaşa içindeki ilk yıllarını güzel bir şekilde özetlemektedir. Markus ise öfkeli tabiatı temsil edecek şekilde betimlenmiştir.




  • Portreleri
    Babasının Portresi(1490, Galleria degli Uffizi, Floransa) Bu güçlü portre, sanatçının erken yaşta gelişen yeteneğini gözler önüne serer. Dürer onsekiz yaşındayken, kendisini Alman sanatının zirvesine çıkaracak olan yeteneğinin emarelerini göstermişti. Üstü ve arkası damgalanıp tarihlenen resim aynı zamanda çıraklık evresinin sona erdiğini de belirtir. Sanatçının babasının elleri ve yüzü sabrı, dinginliği ve mahareti sergiler. Resmin arkasında Holper ve Dürer ailelerinin arması vardır.
  
   Annesi Barbara Holper’in Portresi(1490, Schlossmuseum, Weimar) Sanatçıya atfedilmesi tartışmalı olsa da, annesinin bu portresi, muhtemelen Dürer’in en erken çalışmalarından biridir.

   Michael Wolgemut’un Portresi(1516, Germanisches National Museum, Nürnberg) Sanatçı 30 yıl çıraklık yaptığı Wolgemut’a adamıştır. Resmin üst kısmında yer alan sunuda da görülebildiği gibi ona “usta” diye hitap etmektedir.

   Eryngium Çiçeğiyle Kendi Portresi(Musee de Louvre, Paris) Dürer 22 yaşındayken yaptığı bu portreyi nişanlısına ithaf etmiştir. Eryngium sadakatin simgesidir.

   Akıllı Friedrich’in Portresi(1496, Staatliche Museen, Berlin) Prensin bu etkileyici ve görkemli portresi, sanatçı ile hamisi arasındaki uzun ilişkinin başlangıcıdır.

   Manzaralı Kendi Portresi(1498, Museo del Prado, Madrid) İtibarının farkında olan sanatçı, kendi görünümünden ve kazandığı başarıdan gurur duymaktadır. Artık babası gibi bir zanaatkar değil, bir aydındır. Yüzün yandan bakışı, portreye aristokrat bir hava katmaktadır.

    İmparator I. Maximilian’ın Portresi(1519, Kunsthistorisches Museum), Maximilian elinde, İspanya ve Avusturya tahtlarının birliğini simgeleyen bir nar tutar. Arkasında Avusturya renklerindeki iki başlı kartal ve çifte uçlu taç gibi imparatorluk alametlerinin birleştirildiği hanedan arması bulunmaktadır.

   Jakop Muffel’in Portresi(1526, Staatliche Museen, Berlin) Dürer burada bazı portrelerinde olduğu gibi mavi renkli bir arka plan kullanmıştır. Sanatçı kendinden son derece emin siyasetçinin  düşünceli bakışını, içe dönük ruh halini etkileyici bir yakınlıkla aktarmıştır.

  • Doğa Resimleri
   Dürer doğayı iyi bir şekilde gözlemleyen, araştırmalar yapan ve bu konu ile çok sayıda eskiz yapmış bir sanatçıdır.
   Alp Manzarası(1494-95, Ashmolean Museum, Oxford) Sanatçının ilk İtalya seyahatinde yaptığı bu sulu boya resimde Garda Gölü yakınındaki Trentino görülmektedir.
 
   Aslan(1494, Kunsthalle, Hamburg) Sanatçı bu suluboyada, gerçek bir aslanı değil, geleneksel Aziz Markos aslanını doğal bir biçimde betimlemiştir.

   Egzotik Hayvanlar(1500, J.J. Johnson Koleksiyonu, Philadelphia) Maymun, kaplan, aslan gibi hayvanları betimlemiştir.

   Yaban Tavşanı(1502, Albertina, Viyana) Dürer’in en ünlü doğa suluboyalarından biridir ve tavşanın içinde bulunduğu oda, hayvanın gözündeki yansımada başarıyla verilmiştir. Sanatçı, kulakları korku içinde dikilmiş olan hayvana karşı hissettiği duyarlılığı yansıtır.

   Çeşitli Hayvanlarla Bakire(1503, Albertina, Viyana) Madonna, dünya üzerinde uyumlu bir cennet betiminde, hayvanlarla birlikte görülür.

   Karaca Başı(1502-03, musee Bonnat, Beyonne) Gizemli bir kendinden geçiş ya da masalsı bir düş gücü bile olmadan, nerede olursa olsun gerçeğinden betimlediği, ormanda gizlenmiş hayvanlar için samimi bir sevgi beslediğinin bir göstergesidir.

   Mus (1504, British Museum, Londra) Bu suluboya, Dürer’in hayvanları incelemekte gösterdiği önemi vurgular.

   Ladin Ağacı(14595-97, British Museum) Çeşitli gezileri sırasında doğanın neredeyse tüm öğelerini betimlemiştir, tek tek ağaçları da resimlemiştir ve Ladin ağacı çizimi de bu betimlemelerin arasındadır.

1 comment: