1940’ların sonuna doğru Soyut Dışavurumcu akımın başlıca temsilcilerinin resimsel üslupları olgunlaşmıştır. De Kooning verimli bir döneme girmiş Ashville (1949) (R.4), Attic (Tavanarası) (1949) (R.5) ve Excavation (Kazı) (1950) (R.6) gibi dinamizmi ön plana çıkaran nitelikte yapıtlar üretmiştir. 1940’ların başında mit esinli yarı soyut yapıtlar ortaya koyan Newman, Rothko ve Still’in resimsel anlatımları da 1950’lerde olgunlaşmıştır. Newman bu dönem otomatizm tekniğini mitsel anlam barındıran güneş ay imgelerinden oluşan biomorfik soyutlamalar resimlemek için kullanmış, The Death of Euclid (Öklid’in Ölümü) (1947) (R.7) adlı çalışmasında da bu teknikten yararlanmıştır. Mark Rothko ise 1950’lerde yapıtlarındaki unsurları iki ya da üç temel öğeye indirgemiş, yapıtlarının boyutlarını büyütüp anıtsal bir ifade kazandırmıştır. Number 10 (Numara 10) (1950) (R.8) ve White Center (Beyaz Merkez) (1950) (R.9) adlı yapıtlarında yoğun boya katmanlarıyla dokulu bir izlenim yaratmış, dikey istiflenmiş renk blokları onun şahsi üslubunun ayırt edici özelliği olmuştur. Clyfford Still ise 1947 yılında color field olarak nitelendirilebilecek, boyayı dikey uyguladığı, çentikli konturların fonu dikey böldüğü yapıtlar ortaya koymuş, bu yapıtlar sanatçının tanınmasını sağlamıştır (R.10). Robert Motherwell de İspanya’daki iç savaş dramını konu alan Elegy to the Spanish Republic (İspanya Cumhuriyetine Ağıt) (R.11) serisine 1949 yılında başlamıştır. Motherwell’in en iyi bilinen serisi olup, sanatçı ölene dek bu seri üzerinde çalışmaya devam etmiştir. Sanatçılar, resimsel üsluplarının olgunlaşmaya başladığı bu dönemde toplantılar düzenlemeye, fikir alışverişinde bulunmaya devam etmişlerdir.
1948 yılında Robert Motherwell, William Baziotes, David Hare ve Mark Rothko,35 Doğu Sekizinci Caddede The Subjects of the Artist (Sanatçının Konuları) isimli bir okul açmışlardır.Sanatçılar, okulun isminde “konu”nun altını çizmişlerdir. Bunun sebebi olarak bir öğrencinin ‘modern sanatçının nasıl resim yaptığını bilmesinin yanında ne konuda resim yaptığını da bilmesi’nin öğrenciye çok şey kazandıracağına inandıklarını belirtmişlerdir.118 Clyfford Still de planlama aşamasında katkıda bulunmuş ancak okulda ders vermemiştir. Barnett Newman ise öğretim kadrosuna ikinci dönem katılmıştır. Cuma akşamları deneyimli sanatçılar dersler vermiş, katılımı yüksek olan halka açık oturumlar düzenlemişlerdir.1948-
1949 yılları arasında ders veren sanatçılar arasında John Cage, Richard Huelsenbeck, Hans Arp, De Kooning, Fritz Glarner, Julien Levy, Gottlieb, Reinhardt ve Harry Holtzman sıralanabilir.119 Ancak okul maddi problemlerden dolayı 1949 yılında kapanmıştır. New York Üniversitesi Sanat Eğitimi Fakültesinden üç profesör eğitimin yapıldığı yeri devralmışlar, ismini Studio 35 olarak değiştirmişlerdir. Böylelikle Cuma akşamı derslerine 1950 yılına kadar devam edilmiştir.
1949 yılında Soyut Dışavurumcu etkinliklerinin odak merkezi olacak, kısaca Club ya da Eighth Street Club (Sekizinci Cadde Kulübü) olarak da bilinen organizasyon kurulmuştur. Üyeleri Subjects of the Artist ve Stüdyo 35 etkinliklerine de katılmaktaydılar. Club’da bir araya gelen sanatçıların birçoğu 1930lu yıllardan bu yana birbirilerini tanımaktaydılar. Federal Art Project (FAP), Artists Union, AAA, Hans Hofmann’ın Okulu gibi topluluklarda bulunmuş birçok defa beraber çalışmışlardı. Kısa zamanda soyut üslupta çalışan birçok sanatçı bu topluluğa katılmıştır. The Subjects of the Artists’ın da kurucuları bu gruba dahil olmuşlardır. Rothko en başlarda aralıklarla katılmış olsa da, Pollock ve Still gibi Club’ın daimi üyeleri arasında yer almamıştır.120 Club’da birçok sanatçı, yazar ve düşünürün katılımıyla paneller düzenlenmiş, dersler verilmiş, sanatçıların özgürce fikir paylaşabileceği bir platform oluşturulmuştur.Kısa sürede eleştirmenlerin, düşünürlerin, küratörlerin, sanat tacirlerinin, koleksiyonerlerin ve sanatseverlerin ilgisini çekmeyi başarmıştır. Club üyeleri civardaki Cedar Street Tavern isimli barda sık sık bir araya gelip sosyalleşme olanağı buluyorlardı. Club üyeleri belirli bir estetik programı teşvik etmekten kaçınmış olsalar da, büyük bir çoğunluğu Soyut Dışavurumcu üslupta resimler üretmekteydiler.
Soğuk savaş döneminde ABD- SSCB kültürel politikalarının sanata yansıması: Soyut dışavurumculuk ve sosyalist realizm - Ayşenur İlkan
No comments:
Post a Comment