Fırtına ( 1505 )
İtalyan ressam Giorgione’nin 1506-1508 tarihleri arasında yaptığı Rönesans tablosu.Venedikli bir soylu olan Gabriele Vendramin tarafından sipariş edilen eser şu anda Venedik’teki Gallerie dell'Accademia'da sergilenmektedir.
Giorgione bu eserde Rönesans’ın kesin ve düzenli resim anlayışına belli oranda bir yumuşama getirmiş renk ve gölge-ışık yoluyla atmosferik bir manzara yaratmıştır. Eserde bir fırtına öncesi yaşanmaktadır ve bu yaşam anı resmedilmiştir. Dönemi içinde manzara resmi aşamasında önemli bir resimdir. Çünkü genellikle arkada, sadece fon oluşumu içinde kullanılan manzaranın, artık bu resimde öne çıktığı görülebilir. Kullanılan iki figür arasında arka plana doğru akıp giden akarsuyun varlığı, resimdeki mekanın da arka plana doğru, derinlik bulmasına neden olmaktadır.Resimin yüzeyinde yer alan ve Rönesans prensiplerinden biri olan yatay ve dikey çizgi oluşumları önemlidir.Elinde bir sırıkla duran figür resimde adeta en dikey formu oluşturur.Bir kaide üzerinde duran iki kırık silindirik sütun parçası dikey devamlılığı sağlar.Bu dikey devamlılığa ağaçlar ve mimari yapılar da destek vermektedir. Resimdeki yatay oluşumlar ise özellikle sütunların yer aldığı kaidedir.Yatay devamlılık arka planda yer alan köprüyle biter.Bu resimde söz konusu olan yatay ve dikey konumsallığın dengelenmesidir.Bu denge mücadelesi resimde mekanın olgunlaşması ve ön planda olmasını sağlamaktadır.
Giorgione bu eserde Rönesans’ın kesin ve düzenli resim anlayışına belli oranda bir yumuşama getirmiş renk ve gölge-ışık yoluyla atmosferik bir manzara yaratmıştır. Eserde bir fırtına öncesi yaşanmaktadır ve bu yaşam anı resmedilmiştir. Dönemi içinde manzara resmi aşamasında önemli bir resimdir. Çünkü genellikle arkada, sadece fon oluşumu içinde kullanılan manzaranın, artık bu resimde öne çıktığı görülebilir. Kullanılan iki figür arasında arka plana doğru akıp giden akarsuyun varlığı, resimdeki mekanın da arka plana doğru, derinlik bulmasına neden olmaktadır.Resimin yüzeyinde yer alan ve Rönesans prensiplerinden biri olan yatay ve dikey çizgi oluşumları önemlidir.Elinde bir sırıkla duran figür resimde adeta en dikey formu oluşturur.Bir kaide üzerinde duran iki kırık silindirik sütun parçası dikey devamlılığı sağlar.Bu dikey devamlılığa ağaçlar ve mimari yapılar da destek vermektedir. Resimdeki yatay oluşumlar ise özellikle sütunların yer aldığı kaidedir.Yatay devamlılık arka planda yer alan köprüyle biter.Bu resimde söz konusu olan yatay ve dikey konumsallığın dengelenmesidir.Bu denge mücadelesi resimde mekanın olgunlaşması ve ön planda olmasını sağlamaktadır.
Ön planda yer alan kaide üzerinde yükselen ve antik öğe olan sütunlar ve erkek figürün arkasında yapı cephesinde bulunan yuvarlak kemer ile sütun kullanımı antik dönem ve Rönesans döneminin etkileşimini gösterir.
Tablodaki manzara, yakın zamanda bir fırtınanın geleceğinin habercisi gibidir. Renkler bastırılmıştır ve aydınlatma yumuşaktır. Yeşiller ve mavilerin ağırlığı fark edilir. Ancak bu renkler ve gökyüzünün henüz kararmamış olması, kötü bir şeyin olacağını değil, bir umut hâlini düşündürür.Manzara sadece arka plan olarak çizilmemesine rağmen erken dönem manzara tablolarını andırır.Resmin, sessiz atmosferi modern izleyicileri etkilemektedir.
Giorgione, Venedik Okulu sanatçılarından biri olduğundan, öncülüğünü Belliniler’in üstlendiği, rengi ön plana getiren, renk yoluyla ışık-gölgeye gittiğini gösteren en önemli kanıtını, resmin içinde, çok dikkatle bakıldığında, arka planda yan yana sıralanan ikişer ayaklar üzerindeki köprünün gösterilmek istenen ve suya vuran gölgesiyle vermeye çalışmıştır. Bu gölge gösterimi, koyu bir çizgiden ibarettir. Buradaki ışık-gölge oyunu, resmin en dikkat çeken taraflarından biridir ve izlenimci bir vurgu olarak da değer kazanabilir.
Sanatçının en tanınmış ve bir okadar da gizemli olan bu eseri hakkında birçok düşünce vardır.Resmin konusu tam olarak anlaşılmış değildir.Resmin sağ tarafında yeşilliklerin üzerinde oturan bir anne,çocuğunu emzirmektedir.Sol tarafta ise sağ elinde bir değnek tutan genç bir erkek figürü ona bakmaktadır.Kadın figürü Meryem,erkek ise çoban olabilir.Çoban,İsa’yı sembolize etmektedir.Eğer resim dinsel bir konuysa İsa ve Meryem’in bu şekilde resmedilmiş olması önemlidir.Değil ise bu temaya bazı göndermeler yapmış olduğu düşünülebilir.1530’lu yıllarda bu eser “tuval üstünde bir fırtına,çingene kadın ve askerin olduğu bir peyzaj”diye anlatılmıştı.Resmi yorumlamak içim yapılan çalışmalar,röntgen ışınlarının bulgularıyla daha daha da karmaşık bir hal almıştır.
Sanatçı ilk başta askerin yerine ikinci bir nü düşünmüş ve aslında eseri birkaç aşamada gerçekleştirmişti.Bazılarına göre ayakta duran adam figürü sabrı temsil etmektedir. Arkasında duran sütunların gücün ve dayanıklılığın sembolü olması bu teoriyi güçlendirmektedir. Öte yandan sütunların kırık olması "ölümün" klasik bir tasviridir. Sağ taraftaki binanın çatısında bir leylek görülür. Leylek, ebeveynlerin çocuklarına olan sevgisinin bir simgesidir.
Figürle peyzaj arasındaki ilişki,peyzaj lehine vurgulanarak geliştirilmiştir.Renk modülasyonları çizginin neredeyse tamamen yerini almış ve hikayenin konusu ikinci plana atılmıştır.Bu durumda Giorgione’nin temel kaygılarından birinin doğal bir olayı betimlemek olduğu söylenebilir.
Bu manzara resminin topografik yüzeyine her şeyin titizlikle yerleştirilmiş olması oldukça dikkat çekicidir.Sanatçı dönemi ile ilgili izleyiciye vermek istediği bütün ipuçlarını göstermeye çalışmaktadır.
Tablodaki manzara, yakın zamanda bir fırtınanın geleceğinin habercisi gibidir. Renkler bastırılmıştır ve aydınlatma yumuşaktır. Yeşiller ve mavilerin ağırlığı fark edilir. Ancak bu renkler ve gökyüzünün henüz kararmamış olması, kötü bir şeyin olacağını değil, bir umut hâlini düşündürür.Manzara sadece arka plan olarak çizilmemesine rağmen erken dönem manzara tablolarını andırır.Resmin, sessiz atmosferi modern izleyicileri etkilemektedir.
Giorgione, Venedik Okulu sanatçılarından biri olduğundan, öncülüğünü Belliniler’in üstlendiği, rengi ön plana getiren, renk yoluyla ışık-gölgeye gittiğini gösteren en önemli kanıtını, resmin içinde, çok dikkatle bakıldığında, arka planda yan yana sıralanan ikişer ayaklar üzerindeki köprünün gösterilmek istenen ve suya vuran gölgesiyle vermeye çalışmıştır. Bu gölge gösterimi, koyu bir çizgiden ibarettir. Buradaki ışık-gölge oyunu, resmin en dikkat çeken taraflarından biridir ve izlenimci bir vurgu olarak da değer kazanabilir.
Sanatçının en tanınmış ve bir okadar da gizemli olan bu eseri hakkında birçok düşünce vardır.Resmin konusu tam olarak anlaşılmış değildir.Resmin sağ tarafında yeşilliklerin üzerinde oturan bir anne,çocuğunu emzirmektedir.Sol tarafta ise sağ elinde bir değnek tutan genç bir erkek figürü ona bakmaktadır.Kadın figürü Meryem,erkek ise çoban olabilir.Çoban,İsa’yı sembolize etmektedir.Eğer resim dinsel bir konuysa İsa ve Meryem’in bu şekilde resmedilmiş olması önemlidir.Değil ise bu temaya bazı göndermeler yapmış olduğu düşünülebilir.1530’lu yıllarda bu eser “tuval üstünde bir fırtına,çingene kadın ve askerin olduğu bir peyzaj”diye anlatılmıştı.Resmi yorumlamak içim yapılan çalışmalar,röntgen ışınlarının bulgularıyla daha daha da karmaşık bir hal almıştır.
Sanatçı ilk başta askerin yerine ikinci bir nü düşünmüş ve aslında eseri birkaç aşamada gerçekleştirmişti.Bazılarına göre ayakta duran adam figürü sabrı temsil etmektedir. Arkasında duran sütunların gücün ve dayanıklılığın sembolü olması bu teoriyi güçlendirmektedir. Öte yandan sütunların kırık olması "ölümün" klasik bir tasviridir. Sağ taraftaki binanın çatısında bir leylek görülür. Leylek, ebeveynlerin çocuklarına olan sevgisinin bir simgesidir.
Figürle peyzaj arasındaki ilişki,peyzaj lehine vurgulanarak geliştirilmiştir.Renk modülasyonları çizginin neredeyse tamamen yerini almış ve hikayenin konusu ikinci plana atılmıştır.Bu durumda Giorgione’nin temel kaygılarından birinin doğal bir olayı betimlemek olduğu söylenebilir.
Bu manzara resminin topografik yüzeyine her şeyin titizlikle yerleştirilmiş olması oldukça dikkat çekicidir.Sanatçı dönemi ile ilgili izleyiciye vermek istediği bütün ipuçlarını göstermeye çalışmaktadır.
Ayrıca sanatçının elde ettiği etkili renk kullanımı da onun oldukça olgun bir sanat anlayışının olduğunu göstermektedir.
Bibliografya
http://en.wikipedia.org/wiki/Giorgione
Rönesanstan Günümüze Resim Sanatının Öyküsü - AnnaCarola Krausse
Rönesans - Manfred Wundram
Rönesanstan Günümüze Resim Sanatının Öyküsü - AnnaCarola Krausse
Rönesans - Manfred Wundram
No comments:
Post a Comment