Sunday, February 13, 2011

ALBRECHT DÜRER’İN YAŞAMI VE SANATI (1471-1528)

Albrecht  Dürer, bütün Alman sanatçıların ve önemli Rönesans düşünürlerinin en büyüklerinden biridir.  Kendisinden sonra gelen tüm Alman sanatçılara yol gösterici olmuştur. Dürer’ in sanatı 16. yüzyılın ilk on yılları boyunca Avrupa kültür hayatını belirleyen eserler sunar. Sanatçılar, prensler, düşünürler ve imparatorlar ile bağdaşmalarda ve entelektüel müzakerelerde her zaman öne çıkan Dürer, yaşadığı dönemin tarihi olaylarında önemli bir rol oynar. Kendi günlükleri, tuttuğu notlar ve döneminin kaynakları Dürer ile ilgili çok şey bilmemizi sağlar. Yine Albrecht adını taşıyan babası, Macar altın kuyumcuları ailesinden geliyordu. Yaşlı Albrecht 1455 yılında, Dürer soyadını alıp Hieronymus Holper’ ın altın ve gümüş atölyesinde iş bulduğu Nürnberg’ e taşındı. 1467 yılında, 40 yaşındayken Holper’ ın kızı Barbara ile evlendi.10 yıldan fazla bir süre sonra Avrupa’ nın en büyük ve gelişen kentlerinden birine yerleşmiş, ekonominin ve ticaretin merkezinde, değerli metallerle kıymetli nesneler ve bilimsel aletler yapma işinde kendi yerini bulmuştu. Yaşlı Albrecht, 1468 yılında altın işçiliği loncasının bir üyesi olmaya ve kendi atölyesini açmaya hak kazandı. 21 Mayıs 1471 tarihinde18 çocuğunun üçüncüsü olan oğlu Albrecht Nürnberg’ de  dünyaya geldi. Albrecht Dürer’ in dünyaya geldiği Nürnberg kenti en zengin Alman kentlerinden biriydi. 1521 yılında ilk meclisin toplanması ile Almanya’ nın ekonomik başkenti olmaya adaydı. 50.000 kişilik nüfusu görkemli bir şato ve muhteşem duvarlar çemberi ile korunuyordu. Hareketli bir kültürel ve sanatsal hayatı teşvik eden, dikkat çekici, kültürlü ve varsıl tüccar sınıfı gelişip büyüyordu. Nürnberg’ in  geleneksel değerli metal işlemeciliği, kentin ticari etkinliklerini  Krakow’ dan Lizbon’ a, Venedik’ ten Lyon’ a kadar Avrupa çapında genişletmişti. Nürnberg baskı gereçlerine ve bilimsel aletler üreten ilk laboratuarlara sahip olan ilk kentlerden biriydi. Beşeri ilimler zengin kütüphanelerce destekleniyordu. Dürer’ in yaşadığı dönemde Nürnberg, edebi simalar, matematikçiler, coğrafyacılar, teologlar, sanatçılar ve tüccarlarla dolu kozmopolit bir kentti.
  
   Albrecht Dürer kardeşlerinin bazılarıyla birlikte babasının aile işinde çıraklık yapıyordu. Yeteneği ile kısa sürede kendini kanıtlayacaktı. Yaşlı Albrecht 30 Kasım 1486 tarihinde artık 15 yaşına gelmiş olan yetenekli oğlunu işçisi olmaktan azat edip,  ressam Michael Wolgemut’ un atölyesine çırak olarak verdi. Nürnberg’ deki en başarılı sanatçılardan biri olan ressam, Dürer ve ailesinin evine yakın bir yerde yaşıyordu. Dürer üç yılını Wolgemut ile birlikte geçirdi. Geç Gotik tarzda yapılmış bazı resimler bu dönemden kalmadır. Ustasının izinden giden genç Dürer, muhtemelen o dönemin bazı ağaç baskılarında Nürnberg’ de basılmış olan belli başlı kitapların süslemesinde ve bazı dekorasyon işlerinde de çalışmış olabilir. Yine de bu erken ağaç baskılara yaptığı katkılar kesin değildir. Ergenlik yıllarından kalma eserleri bilinmeyen sanatçının, Babası Yaşlı Albrecht Dürer’in Portresi (1490, Floransa Galleria delgi Uffizi) belgelenmiş ilk başyapıtıdır. Michael Wolgemut’ un yanındaki çıraklığının sonunda 19 yaşındaki Dürer,  kültürel vizyonunu daha geniş bir Avrupa çerçevesine oturtan, uzun bir araştırma seyahatine çıkar. Nisan 1490’ dan 1494’ e kadar Nürnberg’ den uzak kalır. Nordlingen, Ulm ile Konstans’ a uğrayarak Bavyera boyunca yola devam eden Dürer, Konrad Witz’ in eserlerine hayranlık duyduğu Basel’ de bir süre kalır; Ren Nehri’ ni takip ederek, bir süre ressam Martin Schongauer’ in [1] oğulları ile birlikte kaldıktan sonra, sanatçının resimlerini ve gravürlerini büyük bir ilgiyle inceleyeceği Alsace’ da Comlar ’a geçer. Strasbourg’ da uzun bir dostluk kuracağı sanatçı Hans Baldung Grien ile tanışır. Dürer bu süre boyunca yaptığı resimler ve gravürlerle hayatını kazanmaktadır. Sebastian Brant’ ın Deliler Gemisi’nde [2] olduğu gibi kolektif kitap resimleme işlerini üstlenir, ama ana gelir kaynağını izleyen İtalya seyahatinde kendisinin ve başkalarının gravürlerini satarak elde eder.
  
   Dürer küçük yaşlarından beri yazılarında ve kendi portrelerinde de yansıttığı gibi dingin bir kişilik sergiler. Zeki, incelikli ve etkileyici bir kişi, yeni deneyimlere, yolculuklara ve tanışıklıklara her zaman açık, hayli dini ve bütün aşırılıklara nüktedanlığa ve her şeyden öte müstehcen imalara karşı biridir. Etkileyici bir kişilik olmasına karşın, özel hayatı hiç de dingin değildir. 23 yaşındayken 14 Temmuz 1494 tarihinde evlenir. Karısı Agnes Frey, Nürnberg’ li tanınmış bir  altın kuyumcusunun kızıdır. Genç çift aynı zamanda Dürer’ in 17 kardeşinin de yaşadığı Dürer ailesinin evinde kalır. Ancak 15 yıllık bir evlilik hayatının ardından kendi evlerine taşınırlar. Dürer, Nürnberg’ in entelektüel yaşamına girer ve daha sonra dini tartışmalarda ve yerel idarede etkin bir rol oynar. Soğukkanlı ve etkileyici kişiliği sayesinde yüksek çevrelerle yakın dostluklar kurar.
   Dürer 23 yaşında 1494’ ün sonbaharında, 1495 baharına kadar sürecek olan ve Padova, Mantova ile Venedik’ in dahil olduğu bir İtalya gezisine çıkar. Bu, genç Alman sanatçının, İtalyan hümanizm çevreleri ile ilk gerçek temasıdır. Alpler’ den uzakta olmak onun için önemli bir deneyimdir. Lombardiya ve Veneto arasında hümanizmin ana merkezlerini, Mantegna ve Bellini gibi sanatçıların ilişkilerini ziyaret eder. Dürer’ in ilk İtalya seyahati, onun gelişiminde, İtalyan sanatına karşı hissettiği tutku ve ülkenin yaşama zevkine ve havasına duyduğu sevgi ile birlikte temel bir noktadadır. Dürer aynı zamanda en saf hümanizm duygusu içinde betimlediği insan bedeninin orantıları ve mekanın en iyi şekilde nasıl betimlenebileceğiyle de ilgileniyordu. Başta Veneto olmak üzere, kuzey İtalya sanat çevreleri de Almanya bölgesinden gelen yenilikleri kucaklamaya hazırdı. Bu sayede Dürer ile Venedikli sanatçılar arasında bir fikir alışverişi sağlanıyordu. Dürer bütün sanat hayatı boyunca, belki de ekonomik sebeplerle başlamış olduğu gravür üretimine devam etmiştir. Bunlar onu, eski baskı tarihinde, önde gelen sanatçılardan biri yapar. Dürer gravürü resme yardımcı bir tarz değil, kendi başına bir sanat olarak düşünmüş ve yeni tekniklerin ve konuların önünü açmıştır. Nürnberg’ deki mükemmel baskı tekniklerinin kalitesine çok şey borçlu olan gravürler, Dürer’ in sanatının yayılmasında da önemli bir rol oynar: Sanatçının çoğu gravür dizisi, Avrupa’ da Rönesans sanatının gelişmesine etkide bulunarak farklı ülkelerden pek çok sanatçı tarafından çalışılmıştır. Dürer, baskılarında bilgi evreni ve insan vücudunu işler. İnsan vücudu üzerine araştırmaları, yaptığı diğer nü çalışmaları ile birlikte anatomik orantıların daha kapsamlı bir çözümlenmesi sonucunu doğurur. Sanatçının Dört Cadı (1497) adlı gravüründe figürlerin birbirine bakması ile ilgili olarak, başta Mantegna olmak üzere, İtalyan sanatının etkisi belirgindir.
  
   1496 yılında Nürnberg’ e resmi bir ziyarette bulunan ve Akıllı Friedrich olarak da bilinen Saksonya Elektörü Friedrich, 25 yaşındaki Dürer’ e  duyduğu hayranlığı açıkça belirtir. Ona, şatosu ve Wittenberg’ deki  şato kilisesi Schlosskirche için bir dizi resim ve bir portre sipariş eder. Bu olay, uzun süren bir sanat hamiliğinin yanı sıra, Alman siyasetindeki en güçlü ve en etkili figürlerden biri ile sanatçı arasındaki dostluğun başlangıcını da belirler. Akıllı Friedrich’ in desteği, genç ve gelişmekte olan sanatçının yaşamı için itici bir güç olur. Farklı temalara, biçimlere ve yöntemlere açık, evrensel bir ressam olan Dürer, Rönesans’ ta ve onu izleyen dönemlerde yaşayan pek çok ressamın aksine, kendisini belli bir kalıba göre sınırlamadan her zaman resim sanatında gelişme kaydetmeye çalışır. Sanat yaşamı boyunca etkinliklerinin genişliğine karşın, portrelere özel bir ilgi duyar ve zamanının en önemli portre ressamlarından biri olur. Kuzey Avrupa sanatının belirgin bir özelliği olan grafik doğruluk geleneğinden, Wolgemut’ tan ve çalışma yolcuklarında öğrendiklerinden yola çıkan sanatçının resimlerinde, çizimlerinde ve gravürlerinde, çok geçmeden bütün gerilimleriyle ve tutkularıyla ,iç dünyanın ve ruhun en derin, gizli yönlerinin araştırılması kendini göstermeye başlar. Leonardo da Vinci ile bu konuda benzer bir gelişim gösteren Dürer, Venedik’ e yaptığı ikinci yolculukta tanıştığı genç Tiziano’ nun çalışmalarına büyük bir yakınlık duyar.
  
   Dürer’ in hayatı, çok başarılı bir sanat yaşamı ve halkın gözü önünde bir kişilik ile gelgitler yaşadığı bir ruhun enteresan bir bileşimi olmuştur. Dürer, yaşamının pek çok evresinde giderek artan başarısı karşısında sergilediği kayıtsızlık ile, derin ve yalnız bir karamsarlık arasında gidip geliyormuş gibidir. Bu belirsizlik, onu son derece ilgi çekici, derin ve içe dönük ruh halini yansıtan eserler ile öne çıkan bir sanatçı yaparak, benzersiz kılar. 1500 yılı civarında, aşağı yukarı 30 yaşlarında olan Dürer’ in tarzı, yeni bir yön kazanır. Nürnberg’ in kültürel yaşamında önemli bir figür olan ve uzun araştırma yolculuklarında edindiği fikre dayanarak ortaya koyduğu Kıyamet (1498, 15 taş baskıdan oluşur) gibi verimli çalışma dizilerinin ulaştığı başarının tadını çıkaran sanatçı, yeni ve tamamen orijinal  bir figüratif model ortaya koyar. Güçlü bir anıtsal görüyle sarmalanmış geleneğin son izleri de kaybolmaktadır. Bireysel konu olarak dikkatle orantılanmış ve duygularını ifade eden insan figürü çalışılmaktadır; ama artık bunun arka planında, sanatçının titizlikle incelediği doğal dünya bulunmaktadır. Dürer insan figürü ile onun etrafını saran çevre arasındaki ilişkiyi mükemmel bir uyum arayışı olarak değerlendirir. Onun dünyaya bakışı Leonardo da Vinci’ ninkine benzer. Evrenin büyük gizemlerini anlayabilmek için iki usta da en küçük ayrıntılara bile büyük bir titizlik ve özenle yaklaşmıştır. 30 yaşını aşmış olan Albrecht Dürer  çok varlıklı olmasa da rahat bir yaşam sürmektedir. Karısı ile beraber babasının evinde yaşar. Babasının 1502 yılındaki ölümü ile Dürer, ailenin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalır. 1503 yılında sanatçı, dalağından kaynaklanan bir hastalığa yakalanır; safranın dışarı akması üzerine melankoli çektiğine ve kendisinin sıkıntılı günlerin ardından büyük yapıtlar veren sanatçılardan biri olduğuna ikna olur. Dürer 1505 ve 1507 yılları arasında yine İtalya’ ya gider. İtalya’ ya gitmesinin en önemli nedenlerinden biri, diğer ressamlarla tanışmaktan ziyade perspektif tekniği ve bilimsel teoriler üzerinde uzmanlaşmaktı. Sanatçı, hümanistler ve perspektif bilginleri ile tanıştıktan sonra, Alman sanatçıların yararlanması için çeşitli yazılar yazmaya başlayacaktı. Dürer İtalya’ ya yaptığı bu ikinci seyahatinde insan bedeni üzerine yoğunlaşır. Sanatçı insan vücudu üzerine yaptığı çalışmaları sırasında bile doğal dünyaya olan bakışı ve ilgisini değiştirmez. Bitkiler ve hayvanlar ile ilgili çizimleri Leonardo’ nun aynı dönemde yaptığı çalışmalarla eşdeğerdir. İki usta da benzer bitkilerle harekete geçmiş olmasına karşın, Leonardo doğanın her ayrımını temel bir bütünlük içinde anlamaya çalışırken, Dürer doğayı gördüğü gibi betimleyerek hayvanlara, bitkilere, otlara ve manzaralara odaklanmıştır. Dürer her şeyi kapsayan, doğayı sistematik bir gözlemle anlayabilmeyi sağlayacak ölçüde eserler vermeyi yeterli bulur. Doğa çizimleri için genellikle, resme canlıymış gibi bir nitelik veren ve renge duyarlılık katan suluboya tekniğini tercih eder.
  
   İtalya’ da geçirdiği yıllardan sonra geri dönen Dürer artık bambaşka bir kişidir. Daha kültürlü, daha kararlı ve aynı zamanda daha zengindir.1509 yılında artık borç ödemek zorunda olmadığından, şatonun hemen yanında bir ev satın alarak buraya yerleşir. Artık sanatçı için dingin bir dönem başlamıştır. Artık sadece belirli el becerilerine sahip bir zanaatçı değil, bir aydın, tarihin yorumcusudur. 1513 yılından sonra sanatçı, Habsburg I. Maximilian’ ın tutkulu sanatsal amaçlarının bir parçası olur. Dürer’ e çok sayıda gravür siparişi verir imparator. Eğitimli, kibar ve hümanizm ile yoğrulmuş İtalya ile bağları olan Maximilian, Alpler imparatorluğuna klasik tarzda yeni bir görünüm vermek ister. Almanya’nın güneyindeki en iyi sanatçıları Innsbruck’ daki sarayına davet eder, Dürer, Altdorfer,  Cranach ile Burgkmair’ i görevlendirir.
  
   Artık sanatsal olgunluğunun zirvesine erişmiş olan Dürer, resim ve gravür yapmayı sürdürür, ama aynı zamanda kendisi için sıra dışı olabilecek bazı sanatsal türlerin el becerileriyle de ilgilenir. Hayali çeşme ve anıtların yanı sıra  ejderha gibi yaratıklara benzer biçimli şamdanlar planlar. Hatta kuyumcu babasının yanında yaptığı çıraklık sırasında, çocukluğunda öğrenmiş olduğu teknikleri kullanarak altınla ilgili çekici işler yapar. Artık 40 yaşlarında olan sanatçı için bunlar eğlenceli uğraşlar olarak kalmıştır. Dürer 1520’ ler boyunca özelliklede annesinin1514’ deki ölümünden sonra yolculuğa çıkma isteğini bastırır, kendisini işlerine adar. Bu Nürnberg’ de, kentin ana kiliselerindeki muhteşem sanat çalışmalarının yürütülmesiyle geçen, sessiz sakin bir zamandır. 1517 yılında Martin Luther kilisenin düşmanlarını açıkladığı 95 tezini Wittenberg’ deki Schlosskirche’ nin kapısına asar ve bir dinsel kriz patlak verir. Bu olayların sonucunda gerçekleşen bir takım görüşme ve toplantılara Dürer’ de katılır ve diğer katılımcıların portrelerini yapar. Dürer, güçlü dini duyguların verdiği istekle, Reformasyon’ un gelişimini yakından takip eder. Zaman içinde tartışmanın iki kutbunu oluşturduğu halde ortak bir çok özelliği bulunan iki kişiden çok etkilenecektir: Rotterdam’ lı Erasmus ile Melanchthon. Eğitimli bir hümanist olan Erasmus, Luther’ den önce kilisenin düşmanlarını lanetlemiş, ılımlı bir ruhla öne çıkarak Katolikliğin kendi içinde yenileştirilmesi çağrısında bulunmuştur. Dürer ile Erasmus’ un tanışması ve kültür alışverişinde bulunması Avrupa kültürünün en yüksek noktalarından biridir. 19 yaşında üç üniversite bitirmiş olan Melnachthon Wittenberg Üniversitesi’nde Yunanca ve İbranice dersleri vermektedir. Melanchthon, Luther’e hayran kalır ve çabucak onun görüşlerini benimser. Dürer, öğretisel skalanın iki ucunda yer almalarına karşın, aynı şekilde aydın, ve kültürlü olan Erasmus ile Melanchton tarafından öne sürülen derin düşüncelerin ürünü ölçülü tartışmaları tarafsız ve serinkanlı bir gözle değerlendirmiştir.
 
   Dürer 15 Temmuz 1520 tarihinde Alçak Ülkeler’ e doğru bir yolculuğa çıkar. Dürer seyahati boyunca gözlemlediği ilgi çekici olaylara, kişilere, tarihi yerlere, sıradan olaylara yer verdiği bir günlük tutar. Anvers’ de birçok ressamla tanışır, Felemenk’ i ve Hollanda’ yı ziyaret eder. Yolculuğu pek hoş olmayan bir şekilde sonlanır. Kış ayları boyunca kıyıya vurmuş bir balina görmeye çalışan Dürer, çok kötü bir fırtınaya yakalanır, hasta olur ve daha sonra bir türlü eski sağlığına kavuşamaz. Felemenk ve Hollanda’ ya yolculukları Dürer’ in sanatının uluslar arası niteliğini çok iyi bir şekilde gözler önüne serer. Nürnberg’ deki Rönesans’ ın, en tipik ve en yüksek ifadesi olarak kalmasına karşın, Dürer’ in sanatı, Avrupa’ nın tamamını ilgilendiren bir olgudur. Bir noktaya kadar onun geleneğini sürdüren öğrencilerin, katılımcıların sınırlarını kesin bir biçimde belirlemek zordur. Gravürleri ve seyahatleri sırasında yarattığı kompozisyonlar, Avrupa çapında çalışılmıştır. Dürer uzunca bir süre geç-ortaçağ tıbbının en yaygın teorisi üzerinde çalışmış ve bunu resimlemiştir. Bu teoriye göre insan vücudunda dört salgı vardır. Kan, balgam, sarı safra ve kara safra. Bu salgılar arasındaki denge, fiziksel sağlığı belirler ve bunlardan herhangi birinin fazla yada az olması durumunda insan sağlığı bozulur, hastalık meydana gelir.
  
   Dürer son yıllarında 18. yüzyıla kadar Alman sanatçılar için temel edebi kaynak olan makalelere ve yazılara ağırlık verir. Öğretisel açıklığı yansıtan, uzun zamanda hazırlanmış ve gravürlerle süslenmiş yazılar, üç cilt halinde Nürnberg’ de birbiri ardına basılır. Dürer geometri ile ilgili yazılarını Almanca olarak yayınlar. 1527 yılında yine Almanca ateşli silahlara dayanıklı kale binalarla ilgili makalesini kaleme alır. Son olarak insan vücudunun orantıları ve simetri üzerine yazısı 1528 yılında Almanca ve Latince olarak yayınlanır. Sanatçı yaşamının son yıllarına doğru ressam olarak verdiği yapıtları azaltır ve giderek değişen çağı anlamaya çalışır. Güzelliğin kurallarını belirleyecek ve güzelliği tanımlayacak matematiksel bir ölçü arayışını sürdürür, ama bunu bir türlü elde edemez. 1528 yılının baharında yatağa düşen sanatçı aynı senenin Nisan ayında ölür ve Nürnberg’ de Johannes Friedhof’ a gömülür. Büyük usta Alman sanatında bir efsane olduğu kadar tüm Avrupa içinde çok önemli bir sanatçı olarak kalmıştır.


[1] Schongauer:Almanya’da 15. yüzyılda Still Galante denilen ince, zarif ve yumuşak bir resim üslubu gelişir, Schongauer bu üslupta örnekleri olan bir Alman sanatçısıdır.
[2] Sebastian Brant, Deliler Gemisi: Sebastian Brant ünlü bir Alman yergi şairidir ve Deliler Gemisi’de onun  1494’te yazmış olduğu bir kitaptır.

No comments:

Post a Comment